2 Aralık 2009 Çarşamba

AZALEA ( AÇELYA )


Açelya, hem dayanıklı hem de özel bakım isteyen bir bitkidir. Gerekli biçimde bakılıp beslendiği zaman çok bol açtığı gibi, bakımında hatalar yapılırsa, hemen hiç açmayabilir. Bu yüzden, açelyanın bakımına ilişkin topladığım bilgileri kendi deneyimlerimi de katarak aktarmak istiyorum. Üstte resmini verdiğim açelya 2006 yılında çekilmiştir. O açelya hala benim balkonumda ve açmaya devam etmektedir.
Açelyanın, çiçek açmasına engel olan en önemli nedenlerden biri, yaprak hastalıklarına kolay yakalanan bir bitki olmasıdır. Eğer açelyanızın yapraklarında kahverengileşmeler ve kuruyup dökülmeler görüyorsanız, halk arasında "pas hastalığı" denilen yaprak hastalığı oluşmuş demektir. Bu durumda ya uygun bir ilaç almalısınız ya da hastalıklı dalları ve yaprakları budayarak çıkarmanız gerekmektedir. Aslında bu hastalığı hiç görmeden de bu ilacı koruyucu olarak iki ayda bir kullanabilirsiniz.

İkinci önemli husus, bitkinin toprağı ile ilgilidir. Açelya toprağındaki besinleri süratle tüketen bir bitkidir. Onun için her sene çiçeklenme döneminden sonra açelyanın toprağını ve saksısını değiştirmek gerekir. Açelya özel bir toprak ister. Alınan toprağın üstünde muhakkak "Açelya için" diye yazmalıdır.
Bitkinin sağlıklı çiçek açmasını gerçekleştirmek için bir üçüncü zorunluluk ise açelyanın yaz aylarını mutlaka dışarda ve gölge bir köşede, sık sık yaprakları yıkanarak geçirmesidir. Kışın kaloriferli kuru salonlar da açelyaya uygun değildir. Kapalı balkonlarda, mutfağınızın bir köşesinde veya çok rüzgar almayan açık balkonlarınızda, ara sıra ek besinlerde vererek açelyanızın bol çiçeklerinizi seyredebilirsiniz.

20 Kasım 2009 Cuma

ECHEVERİA ( AŞKIN GÖZYAŞLARI )




Echeveria'nın yeryüzüne dağılmış 150 türü olduğunu biliniyor. Ülkemizde yaygın olarak görülen türü Echeveria Elegans’tır. Çiçekleri yaprak sapında karşılıklı olarak sıralanır. En altta başlayan çiçeklenme, sapın en üst kısmına değin uzanır. Bu da bitkinin uzun süre çiçekli kalmasını sağlar. Rozet biçiminde mavi-gri porselenlere benzeyen yaprak­ları, incecik bir sap üzerine sıralanan kavuniçi ve sarı ha­reli çiçekleriyle, kaya bahçelerinin vazgeçilmezidir. Bah­çesi olmayanlar da kolaylıkla yetiştirebilirler onu. Tabii balkon ya da teraslarının en özel köşelerini ayırmak şar­tıyla. Hatta ev içinde güneş alan bir yere de razı olur ko­layca. Bir de dekoratif bir saksıya koyarsanız değmeyin onun keyfine.



Meksika, Orta Amerika ve özellikle Teksas’ın yan çöl ortamında doğal olarak yetişen çiçeklerdendir. Yaprakları etli bir bitki türüdür. Bu da, su tutma niteliğinin en önemli göstergesidir. Adını İspanya’nın Bask Bölgesi’nde doğmuş ve Meksika’da çalışmış botanikçi-ressam, Atanasio Echeveria’dan almıştır. Zaten görüntüsü de tıpkı tabloları andırır. Bodrum’daki kimi seralarda Aşkın Gözyaşları adıyla da bilinir.
Bakımı çok kolay bitkidir. Sıcağa dayanıklı bir tür de olsa, yarı gölgede maviye çalan yaprakları daha diri olur. Çiçeklenme bittiği zaman kurumaya başlamış olan saplar dibinden kesilirse iyi olur. Bu da aynı sezon içinde ikinci bir çiçeklenmeyi sağlayabilir.
Kumlu ve verimsiz toprakları sever. Kum ve bahçe toprağının eşit karışımı en ideal topraktır. Saksıların üzerlerini yanardağ tüfüyle kaplayabilir hatta toprağına da karıştırabilirsiniz.
Çoğu sukkulentlerde olduğu gibi aşırı sulama bitkinin ölmesine sebep olabilir. Bulunduğu kabın dip kısmı kesinlikle delik olmalıdır. Güneş altında sulamayın, yaprakları çürür. Su genelde akşam saatlerin­de verilmedir. Yaz aylarında toprağı kurudukça sulayın. Kışınsa hemen hiç su istemez. 15 günde bir az ölçekte sulamanız yeterli olacaktır.
Echeveria gövdesinde minik yavrular üretir, bunlar sonbaharda sökülür , kum ve torfun yarı yarıya karışımına dikilir. İki ay içinde köklenmeye başladığını görürsünüz. Bitkiler de bu dönemde geli­şir. İkinci bir yöntem de yaprak çeliğidir. Sağlıklı bir bitki­nin yaprağı kesilip birkaç gün gölgede tutulduktan sonra dip kısmından yine aynı karışıma dik olarak yerleştirilir. Yaprakların ıslanmamasına özen göstermek kaydıyla ara sıra sulanır. Yaprağın dibinden minik Echeveria’nın doğu­şunu bekleyebilirsiniz.


16 Kasım 2009 Pazartesi

İSTANBUL'A ALIŞMA

Altı ay İstanbul'dan ayrı kaldıktan sonra bu güzel şehire uyum sağlamak maalesef çok zor oluyor. Hele bu sene heryer araba dolmuş. Günün her saati bütün yollarda trafik çok yoğun. Ne yapalım gülü seven dikenine katlanır. Burada da güzellikler bulmaya çalışacağız. Ben yine çiçeklerimi sizlere anlatmaya devam edeceğim. Yorumlarınızı eklerseniz memnun olurum.

30 Ekim 2009 Cuma

AR-TUR'A HÜZÜN ÇÖKTÜ



Okulların açılması ve güneşin kuvvetini yitirmeye başlaması ile birlikte yazlık mekanlar yavaş yavaş boşalmaya başlar. Aslında eylül ve ekim ayları böyle yerlerde yaşamak için en güzel zamanlardır. Gün içinde istediğiniz saatte yürüyüş yapabilir, istediğiniz zaman denize girebilirsiniz. Sizi bunaltan sıcaklar azalmış, yörenin sert rüzgarları hafiflemiştir. Plajdaki bütün şemsiyeler boştur, istediğiniz yere oturabilirsiniz. Servis yapan çocuklar etrafınızda döner, istekleriniz anında gelir.


Esas değişim bahçelerde olur. Sararan ve dökülen yapraklar bana her zaman hüzün vermiştir. Acaba bozuluyor mu diye önce korkarım sonra mevsim gereği olduğunu anlarım. Teker teker kapanan evlerde yaşam bittikçe, bahçelerde bozulmaya başlar. Sahipsiz kalan ayvalar ve narlar yerlerde sürünür.Kışa hazırlanması gereken bahçeler kaderine terkedilir. Ar-tur'da sonbaharı çok seviyorum. Komşular ile yapılan toplantılar, akşam üzerleri Güvercin Koyu'nda kekler, börekler, kurabiyelerle içilen çaylar. Hoş sohbetler, yeni dostluklar, nefis bir günbatımı. Kaz Dağları'ndan gelen tatlı esintiyi içine çeken, bundan medet uman yaşlı insanlar, hastalar. Evet biz de havaların soğuması ile bu günleri bitirmeye karar verdik. Bahçemiz temizlendi, ağaçlar budandı, gübrelendi. Mevsimlik çiçekler söküldü, kalanlar korunaklı yerlere çekildi. Reçeller yapıldı, tohumlar ve kurutulan bitkiler hazırlandı. Ne diyelim seneye sağlıkla tekrar gelmek kısmet olur inşallah.

24 Ekim 2009 Cumartesi

CHRYSANTHEMUM (KASIMPATI )








Familyası: Compositae Anavatanı:Uzakdoğudur.
Kasımpatılar, 200 kadar türü bulunan tek yada çok yıllık çiçeklerdir.Yaprakları yeşilin her tonunda çok parçalı, oval yada şeridimsi biçimli, kenarları çoğu kez kaba dişli olur.Salkım halinde ve yalınkat yada katmerli açan bileşik çiçekleri bulunur. Siyah ve mavinin dışında kalan hemen her renkte çiçekleri vardır. Bazı türleri iki renkli olur. Organik madde yönünden zengin ama gevşek yapılı bahçe toprağını sever. Toprak kuruyunca bol su verilmelidir. Ev otamında serin, cam önü veya kapalı camlı balkon ve dış mekanda soğukta iyi sonuç verir. Bol ışık ,direkt güneş ister. Çiçeklenme döneminden önce ve çiçeklenme döneminde fosfor ağırlıklı gübreler kullanılır. Kökten bölme yada yeşil çelikleri ile çoğaltma yapılır.Kökten bölme işlemi ilkbahar ve sonbaharda; yeşil çelikle çoğaltılmaları ilkbahar ve yaz mevsimlerinde yapılmaktadır.

9 Ekim 2009 Cuma

MEVSİMİ GEÇEN ÇİÇEKLERİ KURUTABİLİRSİNİZ.





Sonbahar çiçeklerimi benden aldı diye üzülmeyin sakın. Kapınızı aralık bırakın onlar da bizimle beraber içeri girebilirler. Salonumuzda mis kokularıyla misafir olabilirler. Bahçelerde veya saksılarda son taze çiçekler açmış halde. Hoş kokulu güller, kadife çiçekleri, papatyalar kısa süre sonra yaza veda edecekler..
Bütün kış koruyabileceğiniz çiçeklerle vazolarınızı doldurmak için geç kalmış sayılmazsınız. Çiçek kurutmak aslında hem kolay hem de çok zevkli bir uğraş. Biraz sevgiyle ve emekle kurutacağınız çiçekler bütün bir yıl ömrünü sürdürecektir. Bu arada yaprak ve çiçek kurutmanın sırrı onları sadece kuruyken, çok düzgünken ve genellikle de tam olarak açmadan hemen önce koparmaktır. En bilinen ve basit yöntem çiçekleri tersten asarak kurutmaktır. Bunun için öncelikle çiçeğin tüm yapraklarını temizleyin. Daha sonra da onları bir lastik yardımıyla saplarından özenle bağlayarak, küçük buketler yapın. Son olarak da serin bir yerde başaşağı asın. Sıcak havada diplerinden olgunlaşıp kopabilen her tohumlu çiçek için bu yöntem geçerlidir. Lavanta gibi güller de bu işleme olumlu cevap verirler.
Kuru çiçeklerinizi eğer vazoda tutacaksanız ona göre dik duran çiçekler seçmelisiniz. Bir sepet içine veya hoş bir kase içine çeşitli çiçeklerle, yapraklarla ve bunların arasına katacağınız meyve kuruları ile bir karışım hazırlayabilirsiniz . Bunlara aktardan alacağınız kokulu yağlardan ( meyve veya çiçek kokusu) 5-6 damla koymanız yeterli olacaktır. Çiçekleriniz salonunuzun en güzel köşesinde kokularıyla size tekrar yazı yaşatacaklardır.

Çiçek kurutmanın püf noktalarını kısaca belirtmek gerekirse:
  • Çiçeklerinizi nemli bir günde toplamayın. Akşam üzeri saatlerini tercih edin.
  • Kimyasal madde kullanmanıza gerek yoktur.
  • iyi havalandırılan, karanlık ya da hafif loş, kuru ve sıcak bir yerde uygulama yapın.
  • Çabuk kurursa şeklini ve rengini daha iyi korur.
  • Ortamın ışık almaması gerekir aksi halde çiçeklerin renklaei solar.
  • Çiçekleri demet yaparken sıkı bağlayın kuruyunca dallar büzüşür.
  • Gazete kağıdı üzerinde de kurutabilirsiniz ancak sık sık ters çevirmek gerekir aksi halde küflenme olur.
  • Bütün bunlara dikkat edilirse çiçekler iki gün ile beş hafta arasında istediğimiz görünüme kavuşur.

26 Eylül 2009 Cumartesi

IPOMOEA QUAMOCLIT ( YILDIZ ÇADIRI, SELVİ SARMAŞIĞI)


Sevgili Nur Hanımın blogunda bu çok sevdiğim çiçeğin resmini ve yazısını görünce ben de hemen bir fotoğraf çekip yazı eklemeye karar verdim. IPOMOEA QUAMOCLIT , YILDIZ ÇADIRI ,çiçeğini bahçenize veya saksınıza bir defa dikmeniz yeterli. Ondan sonra gelen senelerde istemesenizde o mutlaka bir yerlerden çıkıyor. Hiçbir sorunu yok. Özellikle ağaç gövdelerinde, palmiyelerin boş duran iri gövdelerinde asmanızın demir direklerinde o kadar şık duruyor ki. Bu çiçeği gördüğünüz yerden tohumlarına erişebilirsiniz. Yaz başında istediğiniz yerlere dikebilirsiniz.

23 Eylül 2009 Çarşamba

ÜZÜMLERİMİZ




Bu üzümlere nasıl bakılır, nasıl yetiştirilir size bilgi veremiyeceğim. Çünkü bu işi daha çözemedik. Budanmaları ve ilaçlanmaları bayağı karmaşık bir iş. Budama işini bilen birine havale ediyoruz, zaten budama zamanında yazlıkta olamıyoruz. Ama daha sonraki ilaçlamalarını başarmaya başladık. İnternet sen nelere kadirsin!
Şu anda o kadar güzellerki koparmaya kıyamıyorum ve durmadan resimlerini çekiyorum. Bu güzelliği de blogumu okuya
nlarla paylaşmak istedim.

12 Eylül 2009 Cumartesi

LİLİUM CANDİDUM (BEYAZ ZAMBAK, MİS ZAMBAĞI)


Ben bahçemde Lilium'ları hazır buldum ama onlara gerektiği şekilde bakarak her sene çiçek açmalarını sağlıyorum ve soğanlı çiçekleri yetiştirmekten büyük bir zevk alıyorum. Lilium soğanlarını hiç ellemiyorum, köklerini korumak için kış başında yaprak kuruları ile örtüyorum.
Lale soğanlarını topraktan çıkarıyorum kum içinde karanlık bir yerde saklıyorum ve kış başında yazlıktan eve dönerken toprağa dikiyorum. Nisan ayı ortalarında yazlığa geldiğimde rengarenk çiçeklerimi açmış buluyorum. Lilium'lar biraz daha geç açıyorlar. Çiçeklerin açışını gözlerinizle takip edebiliyorsunuz.

7 Eylül 2009 Pazartesi

5 Eylül 2009 Cumartesi

BAHÇEMİZ


İkibuçuk aydır çok önemli bir sebeple bahçemden ve çiçeklerimden ayrıydım. Tabii ki bahçeye bakan bir görevli ve canı gönülden ilgilenen sevgili komşularım vardı ama sulamakla herşey tamam olmuyor. Bütün bitkiler birbirine girmiş bakımsız bir ormana dönmüş heryer. Neyse yapacak birşey yok zamanla yine düzelir herşey. Torunumuz çiçeklerimizden daha kıymetli.
Ama önemle şunu belirtmek istiyorum, Rozetler, Düğme çiçekleri ve kadifeler harika her durumda ve her şartta sorunsuzca çiçeklenip bizi güldürüyorlar.

16 Ağustos 2009 Pazar

ÇİÇEK SEVGİSİ

Çocukluğum bahçeli bir köy evinde geçti. Anneannem bahçenin her köşesinde başka bir çiçek yetiştirirdi ve hep bana anlatırdı. Ayrıca meyve ağaçlarımız da vardı. Bu çiçek hastalığı daha sonra anneme ve bana da bulaştı. Daha doğrusu bulaşmış. Koşullar ne olursa olsun her dönemde balkonumda, salonumda hep çiçeklerim oldu. Bu çiçeklere her zaman bilgi edinerek, bilerek, anlayarak bakmaya çalıştım. Onlarla konuştum ve sevdim. Hiçbir zaman hazır çiçekleri alıp dekor olarak oraya buraya oturtmadım, kendim yetiştirmeye çalıştım.
Neticede bahçeli bir yazlık evimiz oldu. Aslında evi almamızın en büyük sebebi de bahçesi idi. İçinde yetişmiş çeşitli meyve ağaçları vardı. Ve tabii çiçek yetiştirmeye elverişli yerler. Doğru şeyler yapabilmek için internet aracılığı ile bilgi toplamaya başladım. Tohumlar topladım, onları tasnif ettim. Bahçemizi hala istediğim hale getiremedim ama elbet olacak.
Sonunda bu çiçeklerle dolu dünyamı herkesle paylaşmaya karar verdim. Resimlerin büyük çoğunluğu kendi bahçemden. Bilgiler tabii ki derlemedir. Eğer ben de bazı kişilere faydalı olabiliyorsam ne mutlu bana.

28 Temmuz 2009 Salı

CATHARANTHUS ROSEUS (ROZET ÇİÇEĞİ )

Rozet çiçeğinin anavatanı Madagaskar'dır. Bakımı çok kolaydır. Güneşli veya yarı gölge alanlarda yetiştirilir. Sıcağa dayanıklıdır. Fazla su istemez. Saksıda da yetiştirilebilir. Çiçekleri değişik renklerde olabilir. Beyaz, pembe, leylak. Üretilmesi tohumla veya çelikle olur. Tohumlar karanlıkta çimlendiklerinden, kasalara ekilip üzerleri hafifçe kapatılarak karanlık yerde bırakılır. Çimlendikten sonra ışığa çıkarılır. Çimlenmeden 4-5 hafta sonra şaşırtma yapılır.

1 Haziran 2009 Pazartesi

HYDRANGEA (ORTANCA)


Ortanca, en gösterişli ve sevilen yaz çalılarındandır. Sık ve parlak yaprakları, bir çok minik çiçekten oluşan kocaman çiçek kafalarıyla tek başına bir bahçeyi bütün yaz şenlendirmeye yeter.Önemle tekrar vurgulayalım, ortanca yarı gölge hatta gölge bitkisidir. Kabak gibi güneşe konmaz

Çiçekleri genelde pembe beyaz veya kırmızı olmakla birlikte asitli topraklarda renkleri lila, mor ve maviye dönüşerek çok hoş bir renk armonisi meydana getirir. Alkalinli topraklarda ise çok zengin pembe tonlarına bürünür. Mavileşmeyi suni yoldan sağlamak için toprağına “aliminyum sülfat” karıştırılır. Bu mavi toz, baharda bahçe malzemesi satan yerlerde bulunur. Çivit eritilmiş suyla sulamak veya toprağa çam iğneleri karıştırmak da bir nebze renk değiştirmeyi sağlar.

Haziranda açmaya başlayan ortanca çiçekleri uzun ömürlüdür. Çiçekler yaz sonuna doğru solmuş bile olsa sonbaharda tekrar kızararak hoş bir manzara arzeder.Bitki yapraklarını çok geç döker. Geçmiş çiçekler kışın üzerinde bırakılmalı,ancak budanırken kesilmelidir.

Yazın çiçekler açtı, çok beğendiniz; kesip saklamak istiyorsanız 40-50 cm’lik dalları kesip, öbek halinde bağlayıp, baş aşağı kurumaya bırakın. Hiç bozulmadan iki sene durabilirler. Hatta tek tük renk bile kalabilir.

BUDAMA: 1-1,5 metre boylanabilen ortanca Şubat-mart ayında tomurcuklarını gösterince budanır. Her dal 50 cm. üzerinden, sağlıklı bir çift tomurcuğun yarım cm.yukarısından kesilir. Çok sıklaşmış fidanlardan birkaç eski dal alınır,kuruları temizlenir. Bu sırada toprağına yanmış gübre verilir ve çapayla karıştırılır.



22 Mayıs 2009 Cuma

GOMPHRENA GLOBOSA (KADIN DÜĞMESİ,HAKİKİ MEDİNE)




Kadın Düğmesi, bir yıllık veya çok yıllık süs bitkisidir.
Yaprakları ovaldir. Çiçekleri sapın uç kısmında sarı beyaz, menekşe ve pembe renklidir. Çiçeklenme mevsimi ilkbahar ve yazdır. Boyu 30 cm'dir. Güneş isteği yüksektir. Su isteği azdır. Soğuğa fazla dayanıklı değildir. Kumlu geçirgen topraklarda iyi gelişme gösterir.
Minimum sıcaklık isteği 0 °C'dir. Çiçekleri kesilerek kurutulabilir. Bütün kış güzel renkleriyle saklayabilirsiniz.








CROCUS, COLCHİU (ÇİĞDEM TÜRLERİ )


Çiğdemler, Zambakgillerdendir. Anavatanı Küçük Asya, Anadolu, Akdeniz Havzası ile Alp Dağlarıdır. 12-25 cm kadar uzayabilen çiğdemler soğanlı, kökten sürme ince şeridimsi biçimli yeşil yapraklı ve güzel görüntülü bir bitkidir. İlkbaharda çiçek açan türleri sonbaharda; yazın çiçek açan türleri ilkbaharın başlarında ekilen soğanlarıyla çoğaltılır.
Çiğdem türleri, suyu iyi akıntılı bahçe toprağını severler. Suyu çok severler. Özellikle çiçek açmaları için bol bol sulanmalıdır. Yarı gölge ve çok aydınlık yerleri severler. Serin ortamları severler. Çiğdemlere gübreleme gerekmez. Ortalama 12 -15 cm. olan bu bitki, doğru dikimle kışın bu renksiz günlerinde sürprizli olabilir. Gösteriyi, renkleri, zamanları doğru ayarlamak bir iki senenizi alacak, sabırlı olun…
Sonbaharda çiçek açtığında, üzerine basılamayacak ağaç dibi, bordür kenarı gibi bölgelere Çiğdem soğanlarını yerleştirin. Diktikten sonra sıvı gübre verin, üst yüzeyi de yaprak çürükleriyle koruyun. Gerisi kendiliğinden gelecek, her sene açacaklar.Çiğdem türleri sonbahardan ilkbahara kadar Kardelenler gibi bol ışıklı killi topraklarda çiçek açabiliyorlar. Soğanlar ellenmediği takdirde her sene çoğalıp ürüyorlar. Siklamen, hercai Menekşe, Çuha Çiçeği, Kardelen ya da Osmanlı çimiyle beraber mükemmel gelişiyor.

ZEPHYRANTHES ( ZIPÇIKTI )

Zıpçıktı,son derece zarif,bahçe ve balkonlarımızda kalıcı bitki olarak yetiştirebileceğimiz bir çiçektir. İğne biçimli yaprakları,çiğdeme benzer beyaz çiçekleri vardır. Temmuz ve ağustos aylarında sürekli açar. Boyu 15 cm. kadar uzar. Pembe ve sarı çiçekli olan cinsleri de vardır ama bunlar soğuğa daha az dayanıklı olup, limonluklarda yetiştirmeye elverişlidir.
ÖZELLİKLERİ:Soğanları Nisan ayında bol güneş alan bir yere 5 cm. derinlik ve 10 cm. aralıklarla dikilir.Toprağı kumlu olmalıdır.Ayrıca ilkbahar ve yaz boyunca köklerinden ayrılarak dikilebilir. Kolayca tutacaktır. Suyu sever. Saksı ve çiçekliklerde de çok güzel durur.


19 Mayıs 2009 Salı

PELARGONIUM (SARDUNYA)




Yazımı DenetleFamilyası: Geraniaceae Anavatanı:Güney Afrika
Tanımı: 1,5 m kadar boylanabilen çok yıllık bitkilerdir.güzel biçimli kendine özgü kokulu, bazen alacalı kimi türleri ise üzerinde halka biçimi koyu leke bulunan yeşil yaprakları vardır.
Çiçek rengi: Beyazdan Kırmızıya çeşitli renk tonlarındadır.
Toprak isteği: Süzek ve organik madde yönünden makul düzeyde olan topraklardan hoşlanır.
Su isteği: Çiçekli oldukları dönemlerde fazla sulanmaları gereken sardunyaların, çiçek açma dönemi bitince verilen su azaltılıp makul düzeye indirilmelidir.
Işık isteği:Bol güneşli ortamlarda , sıcakve ılık iklimlerde çok iyi gelişir.
Üretilmesi:Yapraksız gövde çeliklerinin daldırılması ile kolayca üretilir
Sardunyalar hakkinda bilinmesi gereken ve cok onemli olan birkac sey var:
Gür bir ciceginiz olmasını istiyorsaniz uçlarindan biraz kırın. Boylece toplu bir goruntuye sahip olur.
  • Aşırı sulama en buyuk düşmanidir.
  • Çok gerekli olmadikca yeni bir saksiya dikmeyin.
  • Nemden hoşlanmaz ve açık havada olmayi sever.
  • Ölmüş ciceklerini koparmayi ihmal etmeyin.

LANTANA CAMARA ( MİNE ÇİÇEĞİ ÜÇORTAK )


Mine Çiçeği, tropikal bölgelerde yetişen, genellikle istilacı, yaprağını döken bir çalıdır Kötü bir koku yayarlar. Çok sayıdaki küçük çiçekler, şemsiye şeklindeki çiçek kurulu üzerinde bulunurlar. Üzümsü meyveler koyu metalik mavi renktedir. Farklı karakter ve renklerde birçok alt türü vardır. Çiçek tarhları ve saksılar için uygundur. Boyu 1-2 metre olup, anavatanı Tropikal Amerika'dır Tam güneş-kısmi gölge, ılık-ılıman iklim ister. Dona dayanıksızdır. Biraz sıkı veya hava kapasitesi iyi, verimli, organik maddece zengin topraklarda yetiştirilir Yaz mevsimi boyunca bol su ister. Kışın sulanmaz. Ana sürgünler kısaltılır, zayii ve kuru dallar uzaklaştırılır. Genellikle sorunsuzdur. İlkbahar ve yazın alınan sert ve yari-sert çeliklerle cam seralarda üretilir. Soğuğa yarı dayanıklıdır. Yetiştirilmesi kolaydır.

CASSIA ( SİNAMEKİ )



Baklagiller familyasından olan cassia; bütün sıcak bölgelerde yetişen, sarı çiçekli otsu veya ağaçsı bir bitkidir. 400'den fazla türü vardır. Çiçekleri, yapraklarının dibinden çıkar. Uzun salkım şeklindedirler.
Ülkemizde de Güney Ege ve Akdeniz bölgelerinde bazı sinameki türleri süs bitkisi olarak yetiştirilir. Genelde sinameki bitkisi 100-150 cmye kadar boylanabilen, çalı görünüşünde ağaççıktır. Ama, 7-10 mye kadar yükselen ağaç türleri de vardır. Sinameki türleri bileşik yapraklı, çoğunlukla sarı çiçekli, baklaya benzeyen yassı, odunumsu ve sert meyveli bitkilerdir. Bu meyvelerinin içinde, rengi kırmızımsı tatlı tohumları bulunur. Etki ve Kullanım: Bitkinin tıbbi etkilerinden, içi yumuşatıcı ve müshil olarak yararlanılır. Ülkemizde halk arasında en çok kullanılan müshil ilaçlarından birisidir.Bu etkisinden yararlanmak için bitkinin kuru yaprakları ya toz haline getirilir ya da sinamekinin tohumlarını taşıyan meyvesi ılık suda 6-12 saat bekletilir. Toz halindeki yapraklarından 2-3 tatlı kaşığı alınıp 1 bardak kaynar suda 10-15 dakika demlendirilerek elde edilen infüzyon, günde iki-üç kez birer bardak olarak içilir. Ilık suda bekletilen meyvelerinden 3-6 tanesi sudan çıkarılır. Meyveleri 1 bardak kaynar suda 10-15 dakika demlendirilerek elde edilen infüzyon, günde iki-üç kez birer bardak içilir.Bazı sinameki türlerinden elde edilen infüzyonun tadı çok kötü ve içimi zor olduğundan, sütlü kahveye katılarak bunların alımı kolaylaştırılabilir.UYARI: Aşırı diyare durumuna neden olabileceğinden, kolit ve spastik peklik çeken kişiler sinameki kullanmamalıdır. Sinameki güçlü bir müshildir. Aşırı miktarda kullanılırsa kusma ve bulantılara neden olabilir. Sütlü kahveyle içilmesi daha kolaydır

JASMINUM NUDIFLORUM (YASEMİN )




Anavatanı yeryüzünün en yüksek noktası olan Himalayalardır. Yaseminin beyaz, mavi ve sarı renkte türleri vardır. Bahçe bitkisi olarak yetiştirilenlerden başka, ticari amaçla yetiştirilen beyaz yasemin türleri vardır. Özellikle Italya’da yasemin tarlalarından pekçok insan geçimini sağlamaktadır. Toplanıp işlenen yaseminlerden dünya parfüm piyasasında faydalanılır. Çiçekleri uçucu yağ taşımaktadır. Yasemin, özünde "metil yasmonat" adlı bir bileşiği içermektedir. Karmaşık bir kimyasal yapısı olan bu bileşik, günümüzde üretilen parfümlerin çoğunda kullanılır. Yine güzel kokusu nedeni ile tütsü yapımında kullanılır. Bundan başka bitkisel tedavide kullanılır. Ülkemizde de tüm baharatçılarda bulabileceğimiz, saflığın belirtisi bitkinin beyaz çiçeklerinden hazırlanan çay, gögüs ferahlatıcı ve sinirleri yatıştırıcı olarak kullanılmaktadır. Çiçek ayrıca romatizma ve mafsal ağrılarına iyi gelir. Ateş düşürücü olarak da kullanılabilir. Kabızlığı giderdiği bilinen faydalarındandır. Bu güzel kokuyu sürekli duymak için yasemin yetiştirmek isteyenler mevcut iki yöntemden birini kullanabilirler: 1. Çelikle Üretim : Çelikle üretim Ekim ortasına kadar yapılabilmektedir. Bunun için yaklaşık 20 cm uzunlukta ve 0.5 cm kalınlıkta iyi olgunlaşmış, tek yıllık odunlaşmış çubuklar kullanılır. Ilkbaharda üretim Mart ortasına kadar yapılır ise de mümkünse daha öne almak iyidir. Ayrıca ilkbahar üretiminde daha ince çelik kullanmak mümkündür. Bu da köklenmenin daha çabuk olmasını sağlar. Çeliklerde iyi bir köklenmenin olması için aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi gerekir. - Sulamaya özen gösterilmeli, şayet mümkün ise oransal nemi çok yükseltecek bir düzen kurulmalıdır (sisleme). - Üretim ortamı iyi gölgelendirilmeli (% 50) ve rüzgardan korunmalıdır. - Üretim ortamı kışın bir plastik örtü ile örtülerek hafif ısıtılmalıdır. 2. Daldırma ile Üretim : Olumsuz yönü; uygulanabilmesi için kuvvetli bir ana bitkinin bulunması ve büyük bir parçasının toprağa gömülmesinin zorunlu olmasıdır. Ancak bu yöntemde köklenme daha hızlı ve garantili olmaktadır. Daldırma Ocak ayından Mayıs ayına kadar yapılabilmektedir. Ayrıca Ağustos-Eylül aylarında yapılabilir. Daldırmada ana bitkinin bulunduğu toprağın rutubetli tutulması gerekmektedir. Daldırmada henüz odunlaşmamış, uzun sürgünler kullanılır ve bunlar en az 5 cm derinliğe toprağa gömülür. Boğum yerlerindeki yaprakları kesmek gereklidir. Böylece köklenme hızlandırılmış olmaktadır. Iyi bir ana bitkiden 8-15 kadar daldırma çubuk elde edilebilir ve bunlar ortalama 2 ay içinde köklenirler. Küçücük de olsa ilgilenebileceğiniz bir bahçeniz varsa ve yaşadığınız yerin iklimi müsait ise kendinize bir yasemin hediye etmelisiniz. Yaydığı güzel kokunun etkisi ile kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.

14 Mayıs 2009 Perşembe

19 Nisan 2009 Pazar

AR-TUR'DAYIZ



Baharın kendini göstermesi ile birlikte biz de yine Artur heyecanı yaşamaya başladık. İstanbul'da işlerimizi bitirir bitirmez de hemen soluğu Artur'da aldık. Çok şükür evimizde bir problem yoktu. Bahçeler tabii ki bakım gerektiriyor, onlar da yavaş yavaş düzene girer. Ama doğanın ne kadar güzel olduğunu anlatabilmem mümkün değil. Size bunu ancak arada sırada eklediğim fotoğraflarla yansıtmaya çalışacağım. Kuş cıvıltılarından başka hiçbir ses yok. Gelincikler, papatyalar ve çiçeklenmiş ağaçlar. İnanın yazdan çok daha güzel. Haziran'a kadar buradayız daha sonra ikinci torunumuzu kucaklamaya gideceğiz. İnşallah.